Gaziantep’in Nizip ilçesinin 10 km doğusunda, tepeler üzerine kurulmuş bir kenttir.
Belkıs /Zeugma Antik Kenti; Fırat’ın geçilebilir en sığ yerinde olması, askeri ve ticari bakımdan çok stratejik bir bölge olması nedeniyle tarihin her döneminde önemini korumuştur.
Yaklaşık 800 metrekarelik bir alanı kaplayan Zeugma Roma evleri, avlulu kent villaları üslubundadır.
Evleri özellikle önemli yapan şey, M.Ö 253 yılındaki Sasani yağması sırasında harap edildikten sonra büyük oranda terk edilip, tüm buluntularıyla birlikte bozulmadan korunmuş olmasıdır.
Zeugma, dramatik sonu nedeniyle, günlük hayatla ilgili paha biçilemez veriler sağlayan 3. yüzyıl ortalarında Roma’nın öne çıkan büyük kentlerinden Pompei ile karşılaştırılabilir.
Kentin en önemli kutsal alanının konuşlandığı Belkıs Tepesi’nde üç anıtsal kült heykeli bulunmuştur. Bu heykeller büyük olasılıkla Kommagene panteonu tanrılarına aittir. Kutsal alan Kommagene’de Antiokhos’un Kommagene panteonu ile birleştirildiği ve yönetici kültünün temenosta (kutsal çevre duvarı) ya da bir tapınakta diğer kült heykelleriyle birlikte sunulduğu tek örnektir.80 bin nüfusu ile döneminin en büyük kentlerinden biri olan Belkıs/Zeugma , tarihin değişik dönemlerinde değişik isimlerle anılmıştır.

- Büyük İskender’in generallerinden I. Selevkos Nikator, MÖ 300’de, Büyük İskender’in, Fırat Nehri’ni geçtiği yerde, Selevkeia Euphrates ismiyle bir kent kurmuştur. Bu kentin karşısına da eşi Apama’nın adıyla ikinci bir kent kurarak, bu iki kenti bir köprüyle birbirine bağlamıştır. Kent, MÖ 31’den itibaren Roma’ya bağlanarak adı geçit-köprü anlamında “Zeugma” olarak değiştirilmiştir. Roma döneminde kent altın çağını yaşamıştır. MS 256 yılında Sasani Kralı I. Şapur, Zeugma’yı ele geçirerek yakıp yıkmıştır. Bu tarihten sonra Zeugma bir daha eski ihtişamına ulaşamamıştır.
Bölgenin sadece bir bölümünde gerçekleştirilen kazılar da gün ışığına çıkarılan mozaikler Zeugma’nın tam anlamıyla bir mozaik kenti olduğunu ortaya çıkarmaktadır.Birecik Barajı yapım aşamasında gün ışığına kavuşur sergilen sanat eserleri .
5 yıllık acil kurtarma kazıları ile gün ışığına kavuşan bu mozaiklerin çıkış hikayesini dinlemek için yolunuzu bu antik kente mutlaka düşürmenizi öneririm .
Doğanın buradaki sakinliği ve Fırat Nehrinin tüm ihtişamını hissedeceğiniz nadir ortamlardan .Ziyaret tarihiniz, bahar veya sonbahar aylarında olmalı . Sabah erken saatler yada gün batımına yakın bir saate denk getirmeye çalışın .. Antik kentin size mutlaka anlatacakları vardır ..
Gittiğinizde büyük bir antik kent düşlemeyin . Kazı alanından çıkarılan mozaikler Gaziantep Zeugma Müzesine taşınarak sergilenmektedir.
Yaşanmışlıkları hissedebilmek adına güzel bir ayrıntıdır ..
